Masaj, en eski tıbbi tedavidir. Tarih boyunca bütün medeniyetler tarafından kullanılmıştır. Eski Çin, Hint ve Mısır kaynaklarında masajın hastalıkları önleme, tedavi ve yaralıları iyileştirmede kullanıldığını yazar. Eski Çin devletlerinden kalma oyma resimlerden anlaşıldığına göre bugün kullanılmakta olan masaj metotları, o devirde tedavi amacıyla kullanılıyordu.
Masaj ilk olarak M.Ö. 2700 tarihli bir Çin
kitabından geçmektedir. Bu kitapta ''Sabahın ilk saatlerinde, uykudan sonra kan
dinlenmiş ve sinirler gevşemiştir. Elin ayasıyla yapılacak darbeler soğuk
algınlığını önler'' denmektedir. M.Ö. 2000 yıllarında imparator Neiching (Sarı
İmparator) ''Dahiliye Tıp Kanunları'' isimli kitabında bilimsel olarak masajı
tarif etmiştir.
Büyük yazar Heredot (M.Ö. 430-380) eserlerinde
temel masaj maniplasyonları olan efloraj ve friksiyonları tarif etmektedir.
Galem (M.Ö. 210-131) Roma İmparatorluğunun saray hekimi olup eserlerinde masaj
manevraları ve maniplasyonlarından ve kendine has tedavi usullerinden
bahsetmekte ve masajı üç kategoride toplayarak bugünkü masaj tekniklerine uygun
bilgiler vermektedir. Yine aynı hekim, Julius Cesar'ın nevralgiesini her gün
masaj yaparak tedavi ettiğini yazmaktadır. Aynı eserde gladyatörlerin dövüş öncesi
ve sonrasında masaj yaptıklarından bahsetmektedir.
İbni Sina (M.Ö. 980-1037) masajı; sert, yumuşak ve
orta şiddette olmak üzere üçe ayırmıştır. Egzersiz öncesi ve sonrası masaj
yapılmasını önermiş, egzersiz öncesi masajın egzersize hazırlayıcı, egzersiz
sonrası masajın ise dinlendirici olduğunu belirmiştir. Sert masaj adaleyi
yumuşatır ve zayıflatır, yumuşak masaj ise gevşetir. Bundan dolayı en uygun
masaj şeklinin orta şiddette masaj olduğunu belirtmiştir.
Bugünkü modern masajın gelişmesinde birçok bilim
adamının katkıları olmuştur. James B. Mannel (1880-1957) tedavi amacıyla
masajı geniş olarak ele almış,fakat bir sınıflandırma yapmamıştır. T.Billrothun
(1875) ''Masaj'' A.V.Winiwarter'in (1878) ''Kronik İç Hastalıklarında Masajın
Değerlendirilmesi'', M. Fcedemann (1882) ''Göz hastalıklarında Masaj'', A.
Bum'un (1888) ''İdrar Boşaltımında Masajın Etkisi'', Bendix'in (1894)
''Sağlıklı İnsan Metabolizması Üzerine Masajın Etkileri'', J. Schreider'in 1888'de
yayımladığı ''Masajla Tedavide Pratik Öğütler'', G. Douglas (1848-1928) 1884'te
New York'ta yayımlanan ilk eserinde günümüzde ki masaj tanımına çok benzer
tanım ve sınıflandırma yapmış, friksiyon petrisaj, perküsyon ve rolling gibi
manüpülasyonları tanımlayarak masajın koruyucu ve tedavi edici özelliklerini
belirtmiştir. A. Hoffa (1859-1907) 1893 yılında Sututgart'ta yayınlanan
kitabında masaj tekniğine geniş yer vermiş ve masaj maniplasyonlarını; efloraj,
friksiyon, petrisaj, tapotmen ve vibrasyon olarak beş gurupta toplamıştır.
W.Ruhman 1929 yılında ''Basınç Masajı'' adlı
eserini yayımlanmıştır. Bu kitaptaki bilgilerin, Çin'de yapılan Akapunkur ve
Chiu-Chitsu yönteminin bir benzeri olduğu görülmektedir. Elisabeth Dicke ise
''Bağ Dokusu Masajı'' adlı eserini 1942 yılında almanya da yayımlanmıştır.
I.Dünya Savaşı'nda masaj,yaygın olarak sinir
yaralanmalarında ve savaştan kaynaklanan ruhsal çöküntülerin tedavisinde
kullanılmıştır. İsveçli masör Pehenrik Ling (1876-1939) cimnastiği masajla
beraber kullanarak, günümüzde İsveç cimnastiği-İsveç masajı olarak bilinen
masajın temelini atmıştır.
Ling, tıbbi cimnastik ve masaja büyük önem
vererek,tedavide pasif cimnastik hareketleri, baskı, friksiyon, titreşim, vurma
ve rotasyon olarak sınıflandırmıştır. Çalışmaları Kral tarafından da
ödüllendirilmiştir, Stokholm ve Londra'da İsveç Masaj Enstitüsü'nü kurmuştur.
Daha sonra Rusya, Fransa ve Amerika'da benzer enstitüler açılmıştır.İlk
olarak masörler cemiyeti 1894 yılında Londra da kurulmuştur.
Ülkemizde son yıllarda masajın büyük gelişme
göstermesinde, Futbol Federasyonu, Gençlik Spor Genel Müdürlüğü ve
üniversitelerimizin Beden Eğitimi ve Spor Bölümlerinin payı büyüktür. Yine bu
kurumlar tarafından masör ihtiyacı karşılanmaktadır.
0 Yorum